10 Mayıs 2011 Salı

MATEMATİK HAYATTIR

Matematik, tüm dersler arasında en kolay olan derstir. Matematik, diğer derslerden daha eğlencelidir. Her okulda, her yerde kurallar aynıdır. Zamana mekana göre değişmez. Çok zeki olmakta gerekmez. Zaman ayıran, severek uğraşan herkes, ama herkes, matematik öğrenebilir.
En az sevilen derste matematiktir. Matematik, başaramayınca övünülen derstir.
Ancak.
Okulda matematikten korkan, sevmediğini söyleyen bir çok kişi hayatlarının her anında matematikle yatıp kalkar da, bundan haberi bile olmaz.
Bir marangoz, matematik bilmeden hiç bir iş yapamaz. Geometri onun her anında yanındadır. Sürekli açılarla uğraşır. Yeni bir müşterisi bir dolap için fiyat istediğinde, hemen ne kadar malzeme gideceğini, işin kaç gün süreceğini hesaplar. Oysa okulda geometriyi ve işçi problemlerini hiç anlamamıştır.
Plastik doğramacı, demirci de marangozdan farksızdır.
Bir camcı, eğer matematik bilmese, hiç doğru cam yada ayna kesemez. Oysa öyle bir ölçü alır ki, tam da o çerçeveye uygun camı bir kere de keser.
Neredeyse tüm meslekler malzeme ve zaman hesabı yaparlar.
Bir işyerinde satacağı ürünün ne kadar kar eklenerek satılacağı hesabını yapmayan var mı?
Bir ayakkabı alırken değişik mağazaların fiyatları karşılaştırmıyor muyuz? Hangisi daha ucuz ise ondan almıyor muyuz? Aslında yaptığımız iki sayının büyük, küçük sıralamasıdır. Hani > ve < gibi işaratlerle öğreniyoruz.
Bu işleri yaparken hep matematik kullanırız.
Taban aritmetiği öğreniriz. Ama çoğumuz bir işe yaramadığını düşünürüz. Günlük hayatta 10 luk sayı sistemi kullanıyoruz. Bir pazarda yada markette aldıklarımızın adet ve tutarı 10 luk tabandadır.
Bilgisayar programcıları 2 lik ve 16 lık sistemlerini de kullanırlar.
Arabası olanlar sürekli ne kadar yakıt yaktıklarını hesaplar. Ne kadar yakıt aldım? Ne kadar yol yaptım? Kilometrede ne kadar yakıyor? Sürekli bunları hesaplayan bir çok insan var. Ama okulda matematiği sevmediler. Matematiğin zor olduğunu düşündüler.
Televizyonlar ve Gazeteler sürekli anketler yayınlar. Sonuçlarını merakla okuyoruz. Matematik dersinde istatistik konusunu hiç sevmemiştik. Grafikler anlamsızdı.
Bir kimyager, sıvı temizlik ürünü yada kolonya yaparken sıvıları karıştırır. Hangi oranda karıştıracağını hesaplar. Okulda karışım problemlerini sevmemiştir.
Bir çoğumuz sporla ilgilenir. Hatta bir çoğumuz spor denilince futboldan başka bir spor da bilmez. Tur atlamak için kimin ne sonuçlar alması olasılığını hesaplar, takımının tur atlayacağı olasılıklarını listeler. Matematik dersinde olasılık hesaplarını sevmemiştir.
Bir kahvehane ya da cafe sahibi, 1 bardak çayı, 1 fincan kahveyi ne kadar fiyatla satacağını hesaplar. Bir kutu çay ne kadar? Bir bardak çayın kendisine maliyeti nedir? Okulda matematik dersinde istese de başarılı olamamıştır.
Tatile çıkanlar nereye giderlerse daha uzun ve daha ucuz tatil yapacaklarını hesaplarlar.
Zeytin yetiştiren bir köylümüz ne kadar zeytin topladığını, ne kadar zeytin yağı çıkaracağını hesaplar?

Çevrenizde matematik kullanmayan insan yoktur. Herkes her an matematik kullanır.
Her an herkesin yaptığı başka ne var? Nefes almak. Matematik oksijen gibidir.
Matematiği hepimiz biliyoruz, kullanıyoruz.
Hemde sevmediğimiz, korktuğumuz matematik dersinden öğrendiklerimizle nefes alıyoruz.

İnsana bu kadar korktuğu, hiç sevmediği başka hiç bir şey matematik kadar yararlı değildir.
Matematik okuldaki ders değildir.
Matematik hayattır. Yaşamın ta kendisidir.
Matematik, aklın dilidir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder